25 Nisan 2010 Pazar

Ben Pembe'yi bu blogla sevdim.

Bir gün eve girdiğinde ansızın, duvarda bir fotoblok görüp kafayı yiyeceksin. Okulda o, biliyorum. Hala orada. Bulacağım onu ve asacağım evimizin tam ortasına. Sonrasında başka hiçbir şey düşünemeden sadece ona bakıp duracağız.



17 Mart 2010 Çarşamba


Bugun minibüste olmayan hesabıma 10 bin tl yatırıldığını ve seni arayıp ' Zengin oldum, bence gidip Yunus Emre apartmanındakileri kovabiliriz' dediğimi ve kontrat imzalandıktan 5 dakika sonra size koşup polaroid ağacını yaptığımızı hayal ettim.

27 Şubat 2010 Cumartesi

allah kahretsin notu.

Bugün Kadıköy'den eve dönerken sanki sen İlkim'e söz vermişsin de bu gecelik sizin "eski" evde kalacakmışsınız beraber gibi hissettim. Burçin'le konuşurken kendisine "Belen bu gece annesinde kalacakmış" demiş olmamdan ötürü galiba. "Ev"de seni bekliyorum yani sanki.

1 saattir uğraşıp save etmeyi akıl edemediğim muhteşem fotoşop harikası eserim, bir anda fotoşopun benden sıkılıp kapanmasıyla yok olup gitti. Sabrımı yeniden elde ettiğim bir zamanda kesinlikle yeniden yapacağım. Ama şu anda canım baya sıkkın. HAYANASINISATAYIM.
BİR SAATTİR UĞRAŞIYORUM.

15 Şubat 2010 Pazartesi


Yoğun finallerden ve ardından gelen tatlı tatil kafasındayken hayal kurmaya pek vaktimiz olmadı sanırım. Hoş tatilde ufak cümlelerle evi unutmadığımızı belirttik.

Gece kapının arkasına saklanıp, sen geçerken CE-EE eşliğinde elimde şöbiyetle belireceğim günlerin hayallerini kuruyorum.

17 Ocak 2010 Pazar

Bir Pazar Gecesi Ritüeli.

En çok da böyle zamanlarda bir evimizin olmasını istiyorum. Saat 21:43. Yarı açlık, tokluk, saçma sapan, nereden geldiği belirsiz bir can sıkıntısı ve inanılmaz boyutlardaki dışarı çıkma isteğim moralimi daha da çok bozuyor. Yalnız olduğunu farkediyorsun yani. Çünkü evdeki herkes tok, senin dışında.
Halbuki şimdi evimizde olsaydık erken yemek yediğimiz için şu an karnımız acıkmaya başlıyor olacaktı. Belki Kova'ya girecek, belki krep yapacaktık, ama çay demlemeye üşenmeyecektik benim şu anda yaptığım gibi, çünkü benden başka içen biri daha olacaktı. Odamda boş boş oturmayacaktım, salonumuzun keyfini çıkaracaktık. Neyse, öyle işte.

15 Ocak 2010 Cuma

Uykusuz ve moral bozukluğuyla ilerleyemeyen bir gecede karın gurultularıyla otururken Lady Gaga çalması bile bizi neşelendirmiyor. Ve Elifin dahiyane fikri KREP yapmak ! Daha güzel ve pratik ne olabilir ki. Muhteşem Kanepemize oturup yağlı ellerimizle krelere çikinella sürmek.
Hayat bu yüzden güzel işte.